0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kentlerde yerel yönetimlerin ve hayvanseverlerin çeşitli noktalarda bıraktığı mamaların kentteki diğer yaban hayvanlarının beslenme alışkanlığını değiştirdiğini belirten uzmanlar, "Sokaklara bırakılan mamalar normalde yaban hayvanları için değil. Sokağa terk edilmiş evcil hayvanlar için. Ancak bu mamaları kargalar, kirpiler de yiyor. Bu durum insanların hoşuna gitse de aslında bu hayvanların metabolizma ve doğadaki rolü açısından sıkıntılı. Çünkü yaban hayvanları, insana bağımlı olmadan yaşamını sürdürebilen canlılar olarak nitelendiriliyor. Bu canlılara hazır gıda sunulunca, bu canlılar beslenme alışkanlıklarını değiştirip kolaya kaçarak birçoğu hazır gıdaya alışıyor. Normal beslenme alışkanlıklarını yerine getirmiyorlar. Besin bulunca aşırı çoğalıp popülasyonlarını arttırıyorlar" uyarısında bulundu. 

MELİSA GÖNEN-DEMOKRAT GÜNDEM-Kentlerin sokaklarında yaşayan hayvanları düşündüğümüzde aklımıza öncelikle kedi ve köpekler gelse de kentlerde sandığımızdan daha fazla tür yaşıyor, yaşamak zorunda kalıyor. Kentleşme ile birlikte azalan doğal yaşam alanları ve estetik kaygı güdülerek yapılan peyzaj planlamaları habitatların bozulmasına, kentlerde yaşamını sürdürmeye çalışan türlerin yaşam alanlarının daralmasına neden oluyor.

İnsanların kendi düzenini inşa ettiği kentlerde, giderek betonlaşan yeşil alanlar, trafikle ortaya çıkan gürültü kirliliği, sanayileşmenin ve aşırı tüketimin getirdiği kirlilik kentlerde birlikte yaşadığımız türlerin yaşam faaliyetlerini etkiliyor.

İnsan merkezli bakış açısıyla düzenlenen kentlerde kedi ve köpekler insanlarla birlikte yaşamaya daha fazla adapte olmuş olsa da bu durum, onların yaşam koşullarının iyileştirildiği anlamına gelmiyor. Sokağa terk edilen, sağlık kontrolleri düzenli bir şekilde yapılmayan kedi ve köpekler olumsuz koşullarda hızla çoğalıyor.

YABANİ TÜRLER DE SOKAKLARA BIRAKILAN MAMALARI YİYOR VE..

Olumsuz koşullar içinde yaşayan kedi ve köpeklerin yaşam faaliyetlerine destek olmak isteyen gönüllüler, kentteki çeşitli noktalara mama bırakıyor ancak türler arası rekabet, doğal avlanma alanlarının daralması, bitki türlerindeki çeşitliliğin insan faaliyetleri nedeniyle azalmasıyla besine ulaşma bakımından dezavantajlı durumda olan yabani türler de sokaklara bırakılan mamalarla beslenmek durumunda kalıyor.

MAMALAR DİĞER TÜRLERİN BESLENME ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRİYOR

Evcilleştirilen türlerin beslenmesi için bırakılan mamalar kentteki diğer türlerin beslenme alışkanlıklarının değişmesine neden oluyor. Kentlerdeki habitatlarda var olma mücadelesi veren yaban hayvanlarının beslenme alışkanlıklarını değiştiren işlenmiş besinler her ne kadar vicdani duygularla erişilebilir hale getirilse de, Veteriner Hekim Gökçe Coşkun bu davranışların daha bilinçli sürdürülmesi gerektiği konusunda uyarıyor.

SOKAKLARA BIRAKILAN MAMALARI YABAN HAYVANLARI DA YİYOR VE…

Evcil Yaban Araştırma Platformu'ndan uzman Veteriner Hekim Gökçe Coşkun, sokaklara bırakılan mamaların kedi ve köpek dışındaki türlerin beslenme alışkanlığını nasıl değiştirdiğini söyle açıklıyor: “Sokaklara bırakılan mamalar normalde yaban hayvanları için değil. Sokağa terk edilmiş evcil hayvanlar için. Ancak bu mamaları kargalar, kirpiler de yiyor. Bu durum insanların hoşuna gitse de aslında bu durum, hayvanların metabolizma ve doğadaki rolü açısından sıkıntılı. Çünkü yaban hayvanları, insana bağımlı olmadan yaşamını sürdürebilen canlılar olarak nitelendiriliyor. Bu canlılara hazır gıda sunulunca, bu canlılar beslenme alışkanlıklarını değiştirip kolaya kaçarak birçoğu hazır gıdaya alışıyor. Normal beslenme alışkanlıklarını yerine getirmiyorlar. Besin bulunca aşırı çoğalıp popülasyonlarını arttırıyorlar.”

YABAN HAYVANLARININ YAŞABİLECEĞİ ALANLAR BIRAKILMADI

Karşı karşıya olduğumuz sorunun kentteki peyzaj planlaması ve peyzajda estetik biçimlendirme kaygısıyla da ilişkili olduğunu belirten Gökçe Coşkun, habitatların nasıl etkilendiğine dair görüşlerini şöyle ifade ediyor: “Şehirler yaban hayatının üzerine kuruldu. Ekolojik restorasyona dikkat edilmedi yani yaban hayvanlarının yaşayabileceği alanlar bırakılmadı. Bu ne demek? Örneğin bir bıldırcın kılavuzu çayırlık bir alan ister, saklanabileceği çalılar olmalı. Şehirde parklarda var olan çimler buna izin vermez bu nedenle bıldırcın kılavuzu yaşam alanına kurulan binaların ve çimlerin üzerinde yaşayamaz. Peki, burada yaşayabilecek türler yok mu? Var. İşte onlar şu an şehirlerimizde gördüğümüz leş kargaları, küçük kargalar, ekin kargaları, saksağanlar, serçeler ve yeşil papağan gibi çeşitli egzotik kaçkın türler.”

BU HAYVANLAR ŞEHİR ORTAMINI DA KULLANABİLİYOR

Evcil Yaban Araştırma Platformu Üyesi Veteriner Gökçe Coşkun, kentlerde daralan yaşam alanlarında hayatta kalmaya çalışan türlere beslenme biçimleri üzerinden müdahalede bulunmamızın ne gibi sonuçlara neden olacağını ise şöyle açıklıyor: “Bu hayvanlar çok fazla habitatta yaşayabildiği için şehir ortamını da kullanabiliyor. Diğer kaçan yaban hayvanlarından boşalan yerler onlara kalıyor. Bunlar yoğun hazır beslenmeye alışınca da nüfusları artıyor. Artınca popülasyon içinde hastalıklar çıkıyor veya göç sırasında parklarda yuva yapan küçük ötücülere zarar veriyorlar. Mesela serçeler yuva istila etmeyi sever. İhtiyaçları olmasa bile tüm kullanabilecekleri yuvaları işgal eder.”

ONLARI EVCİL HAYVAN OLARAK GÖRMEYELİM

Dikkat çekici uyarılarda bulunan Uzman Veteriner Hekim Gökçe Coşkun kentlerde yaşayan canlılara müdahale biçimlerimiz konusundaki açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şehirleri kurarken yaban hayatına yer ayırmadık ama hiç olmazsa bu saatten sonra onların popülasyon dinamiklerine müdahale etmeyelim. Onları evcil hayvan olarak görmeyelim. Kedi ve köpekler insansız yaşamlarını sürdüremez ama yaban hayvanları sürdürür. Kentlerde besleme yapan gönüllülerin, belediyelerin belirlediği noktalarda, mama kumbaralarının bulunduğu alanlarda besleme yapması mamaların kent içinde kontrolsüzce yayılmasını önleyebilir."